Gönüllü Hareketi Derneği‘nin başkanlığını 12 yıl 5 ay 19 gün sonra devrettim. 

Hem benim için hem de derneğimiz için oldukça önemli bir adım attık. Gönüllü Hareketi, gece-gündüz demeden, tatil nedir bilmeden, gençlik yıllarımı tam anlamıyla vakfettiğim bir eser benim için. Sıfır noktasından doğdu, büyüyerek bir marka haline geldi ve gelişimini her geçen gün sürdüren bir sivil toplum kuruluşu oldu.

Günlerdir paylaşacağım bu gelişmeyi ama oldukça çok yaşanmışlık var ki kelimeleri bir araya getirmekte hala zorlanıyorum. Beni sivil toplum alanına yönlendiren konuları ve sebepleri düşünüyorum. Bunları farklı yazılar ile paylaşacağım sanırım zaman içerisinde.

Gönüllü Hareketi’nin çalışmalarına başladığımız temel amacım, imkanı kısıtlı gençleri farklı Avrupa Birliği programları ile yurtdışına gönüllü olmaları için göndermekti. O gençlerden biri de bendim. Üniversiteden mezun olduktan sonra 21 yaşında Almanya’ya gittim ve bir yıl orada çalıştım. Sivil toplum ve sosyal alanda ne kadar çok çalışma yapıldığını görmüş ve etkilenmiştim. En etkileyici kısımlardan bir tanesi de son çalıştığım izci kuruluşu oldu. O dönem 70’li yaşlarında olan Gustav, o kurumda yaklaşık 40 yıldır gönüllüydü. 40’lı yaşlarındaki bir mühendis, 15 yaşından beri kurumda gönüllülük yapıyordu. Ve aynı zamanda 16 yaşlarında olan gençler de kurumda çalışıyordu. Ve bu grup her hafta pazartesi akşamları 19.00’da en az 40 kişinin katıldığı bir saatlik toplantı yapıyordu. İnanılmaz bir toplumsal bağlılık var ve içerisinde yer almak inanılmaz bir deneyimdi benim için. Almanya’dan geldikten 53 gün sonra ise derneği kurmuştum. 

Zaman içerisinde çok farklı dönemler geçirdik. 2009 yılında kurulduktan çok kısa bir süre sonra bir yol ayrımı oluştu. 2010 yılında genç bir ekip ile yolumuza devam ettik ve tamamen gençlik çalışmalarına yöneldik. 2013 yılında Görükle’de Bursa’nın ilk sivil gençlik merkezini açtık. 2015’te iki yıl ofisimiz olmadan çalışmalarımızı yürüttük. Etkinlik odaklı çalışmalar yaparken, sosyal sorumluluk projeleri tasarımına yöneldik. 2018’de yerleşkede bir ofisimiz oldu. Hedef kitlemiz yalnızca gençler iken, herkes olmaya başladı. 2020 yılının başında Amerika’da katıldığım üç haftalık program ise kurumsallaşmamız adına oldukça önemli adımları atmamızı sağladı. Farklı dönemlerde, bu farklı gelişmelere liderlik ettiğim için ise dernekteki rolümü bir türlü devredemedim. Ancak bugün geldiğimizde noktada yüzlerce gönüllü insanın inisiyatif aldığı, yürüttüğü çalışmaları ve etkisi açıkça görülen bir sivil toplum kuruluşu var. Artık zamanı gelmişti, geçmemesi gerekiyordu.

Gönüllü Hareketi’nin Sertaç olmadan da çalışmalarına devam edebileceği bir süreç tasarlamak, yarattığımız etkinin sürdürülebilirliği açısından oldukça önemli. Arkasında finansal kaynakların bulunduğu ve katılım süreçlerinin neredeyse hiç olmadığı vakıfları bir kenara bırakacak olursak, derneklerin çoğunlukla bir-iki kişiye bağımlı kaldığını görüyoruz. Onlar olmadığında da kapanıyor zaten. Türkiye’de kapanan dernek sayısı güncel dernek sayısından daha fazla. Bizim hayalimiz ise Gönüllü Hareketi’nin ismini gelecekte Türkiye’nin 100 yıllık STK’ları arasına yazdırmak. Ve bunun gereklerini yapmaya çalışıyoruz.

Bundan sonraki süreçte Gönüllü Hareketi’nin Genel Sekreteri olarak çalışmayı sürdüreceğim. Derneğimizin beş yıldır üyesi olan ve iki yıldır Yönetim Kurulu’nda yer alan Volkan Bilmiş ise derneğimizin yeni başkanı oldu.

Hepimize hayırlı olsun 🙂

Gönüllü Hareketi’nde Değişim Zamanı

yorum