Bursa OSB içerisindeki bir tekstil fabrikasındaki yangın ancak 2 günde kontrol altına alınabildi. Bu yangın üzerine düşünüp, biraz fikir yürütmek gerektiğini düşünüyorum. İlk gün yangını duyduğumda farklı farklı kişilerden “ooh olmuş”, “sigortadan para almak için yapmışlardır”, “kül olsunlar zaten çevreyi kirletiyorlardı” gibi cümleler sarfedenleri çokça duydum. Bir kentte birlikte yaşayan insanlar arasındaki bağ ve kurumlara güven açısından bu tarz durumlardan ibret alabilirsek, örnek alınacak bir kent yaşamını oluşturabiliriz ancak.
Fotoğraflardaki dumana bakar mısınız? Tam anlamıyla, ZEHİR! Rüzgar yönünden şanslı olanlar bu karbonmonoksit ve partikülleri daha az soludu. Şanslı olmayanlar ise maalesef 2 gün boyunca eser miktarda da olsa ciğerlerine çekti bu dumanı. Komşunuz bile olmayan bir yerde yangın varsa, aslında herkesi etkileyen sonuçları olabiliyor. “Bir kelebek kanat çırptığında uzak bir diyarda, burada fırtına kopar” sözünü unutmamak gerek.
“Kentli” olmak aynı kentte komşuluk yapmak değilde nedir? Er ya da geç, uzak ya da yakın bir şekilde etkiliyor. Derinliğini görsek de görmesek de, aynı kentteki olaylar tüm insanları etkiliyor. Bunun farkında olan bilinçli kentliler sorumluluğun da farkında. Peki ya olmayanlar?
Kentli kendi üzerin düşenleri, kendi imkan ve kaynakları ile kentli komşuları için yapmaya devam eder. Nasıl ki aynı havayı soluyor ve paylaşıyorsak, aynı hayatları da paylaşıyoruz.
Bilinç, sorumluluk ve paylaşım olmadığında ise akıllara ister istemez o düşünceler geliyor:
- kesin sigortadan para almak için yaktılar!
- tekstil işletmeleri zaten çevreyi kirletiyorlar kül olsunlar!
- yükünü tutmuştur onlar yangın etkilemez!
- …
Aynı kenti yaşayan insanların olumsuz düşüncelerinin kaynağına baktığımda “kentlilik bilincinin” oldukça az olduğunu görüyorum. Bu düşüncelere sahip olanların değil, herkesin! Yalnızca sade vatandaşın değil, herkesin! Çünkü kent yaşamı eşit olmalı, adil olmalı, sürdürülebilir olmalı ve yönetişim olmalı bir kentte. Ancak bu olduğunda bir kent herkesin ortak yaşam alanı haline gelir ve kent komşuluğu gelişir.
Yanan fabrikaya çok üzüldüm. Fabrika demek millet servet demektir. Mülk sahibine ait olsa da, işlevi açısından milletindir. Bu yangının söndürülmesi için seferber olanların, tüm itfaiyecilerimizin emeğine sağlık. Mülk sahibine ve ekmeğini orada çalışarak çıkaran tüm işçilere de büyük geçmiş olsun. Umarım en kısa zamanda yaralar sarılır ve üretim bir an önce yeniden başlar.