Yaklaşık 4 ay önce önemli bir karar vererek, kurucusu olduğum Gönüllü Hareketi Derneği’nin başkanlığını devretmiştim. Derneğin kurulduğu 2009 yılından beri her sürecinde olunca, birçok şey benimle özdeş olmuştu. Vakıf olsak sorun olmazdı, çünkü vakıfların mütevelli heyetleri ve yönetim kurulları daha kapalı yapılar. Dernek olduğumuz için daha katılım odaklı olmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan, STK’ların en iyi ihtimalle iki elin parmağını geçmeyecek kadar insanın olağanüstü enerjisi ile devam ettiği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir. Tabi bunu siyasi ve ticari amaçlarla bir arayan gelen hemşehri ve iş insanları dernekleri için söylemiyorum. Daha çok toplumsal çalışmalar odağında olan gönüllü kuruluşlar için söylüyorum.

Amacım önce başkanlığı devretmek, yönetimin benden daha bağımsız hareket etmesini sağlamaktı. Genel sekreter olarak faaliyetleri ve genel işleyişi sürdürmek için görev alacak ve bir süre sonra bu görevi de devrederek, derneğe olan desteğimi sürdürecektim. Böylelikle yönetimsel sürdürebilirliği sağlamış olmayı hedefliyordum, hedefliyorduk.

Plan tutmadı… 5 yıldır dernek üyesi olan, 2 yıldır YK üyesi olan, görevi devrettiğim sevgili ağabeyim Volkan Bilmiş ile İstanbul’daki bir etkinlik süresince fikir ayrılıkları yaşadık. Üzdük birbirimizi. Çözebilirdik ama olmadı 😔 Olmayacağını anladık, yollarımızı ayırdık. Bugüne kadar çok katkısı oldu, ondan çok şey öğrendim. Emekleri için çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki yaşamında ona başarılar diliyorum. Yolu da, yolumuz da açık olsun 🤞

B planına geçmekten başka çare yok şu an. Derneğin başkanlığını yeniden üstlendim. Kariyerime ise yakın gelecekte farklı bir yerde devam etmeyi hedefliyorum. İkisinin bir arada olmasına engel var mı diye sorarsanız, aslında yok! Ama istemiyor oluşumun farklı nedenleri var. Çoğunlukla da toplumumuzdaki kültüre dayanıyor. Bir başka blog yazısında bunu da ele almaya çalışacağım.

Yeni bir arayış içerisindeyim artık. Yeni bir heyecan peşindeyim. Bursa veya farklı bir şehir, STK ya da özel sektör, Türkiye ya da farklı bir ülke. İlk kez bu kadar akışına bıraktım tüm ihtimalleri. Karşıma çıkan, gördüğüm, bildiğim tüm alternatifleri değerlendirmeye ilk kez bu kadar açık ve esnek hissediyorum kendimi.

Diğer yandan dernek çalışmalarının sürdürebilirliği için insan kaynağı kapasitesini artırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunca yılın emeği ve hayatına dokunduğumuz bunca insan varken, başka çaremiz gerçekten yok. Olmamalı. Ancak nasıl ki çalışanı olmayan bir fabrika üretim yapamıyorsa, bir STK’nın çalışanlarının olması da faaliyetlerinin devamlılığının en büyük güvencesi.

Hepimiz için hayırlı olsun. B planı sonrasında A planına yeniden döneceğiz. Bu da C planı 😀

Not: Bu yazıyı sosyal medya’da paylaştım ve sonra neden bu kadar uzun uzun anlatıyorum diye düşündüm. Özü “paylaşmak” aslında. Olumsuz bir içerik yok, öğrenilebilecek şey çok. Hatta paylaştığım yazı ile ilgili eşimden de bir geri bildirim aldım “insanlardan hala umudun var, değer veriyorsun, onun için yapıyorsun bunu” dedi. Düşünüyorum… Haklı. Benim hala umudum var!

Başkanlığa Dönüyorum, Nerede Kalmıştık

yorum