Brüksel Çalışma Ziyareti kapsamında Avrupa Gençlik Forumu’nu ziyaret etme ve tanışma fırsatımız da oldu. Avrupa Gençlik Forumu’nun İngilizce adı “European Youth Forum (EYF)”. Kendileri ile günlük hayatımızda çok fazla bir ilişkimiz yok. Ancak gençlik hakları ve politikaları konusuna temas ediyor, gençlik alanındaki çalışmaların Avrupa çapında üst düzeyde örgütlenmesini sağlayan ve karar alıcı noktalara kimler ulaşıyor diye merak ediyorsanız, cevabı: EYF’de gizli.

Avrupa Gençlik Forumu, Avrupa düzeyinde hak temelli çalışmalar yapan ve politikaların gençlik alanında belirlenmesinde rolü olan en önemli örgütlenme. AGF’nin üyelerini ülkelerdeki Ulusal Gençlik Konseyleri ve Kar Amacı Gütmeyen Uluslararası Gençlik Kuruluşları oluşturuyor. Şu an 99 aktif AGF üyesi var. Ülkemizde bir gençlik politikası olmadığı ve bir Ulusal Gençlik Konseyi çatısı olmadığından dolayı Türkiye’yi temsil eden bir kurum, AGF’de bulunmuyor. Özetle, Türk gençliği Avrupa’da temsil edilemiyor.

Anayasamızda gençlik politikaları ile ilgili atıfta bulunan tek madde, “gençlik korunması” başlığı ile yer alıyor.

Madde 58 – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

Bu kadar kapsayıcı bir cümle ile gençlik korunmaya alınmış olmasına rağmen, nasıl, ne şekilde, hangi yöntemlerle, vb. konuları tamamen meçhul durumda. Yazılı bir gençlik politikasının olmamasının yol açtığı en önemli sorun ise, Gençlik ve Spor Bakanlığı altındaki yönetmelik düzenlemeleri ile iktidar istekleri doğrultusundaki faaliyetler aracılığıyla manipüle edilmiş bir gençliğin oluşturulması istenmesidir. Mesela, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Gençlik Merkezlerine gittiğinizde, gençlik liderlerinin çoğunluk parti gençlik kolları üyeleri ya da dini kuruluşlarda bulunan genç arkadaşların olduğunu çok rahat görebiliyorsunuz.

Avrupa Gençlik Forumu’na Türkiye’nin katılım şartı, devlet tarafından maddi ödeneği yasal olarak güvence altına alınmış, faaliyetleri bakımından tamamen bağımsız bir çalışma disiplinine sahip bir Ulusal Gençlik Konseyi (UGK)’nın kurulması.

Aslında UGK, 2014’te yasal olarak kurulmuş ancak faaliyete geçmemiş bir yapıdır. UGK’nin kurulması için verilen çabaların 10 yılı aşkın bir hikayesi var. Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Gençlik Servisleri Merkezi’nin bu hikayedeki emeği çok büyük. Geçtiğimiz yıllarda UGK adı ile bir platform kurulup, Türkiye’deki gençlik alanında çalışan kurumlar bir araya getirilmesinin ardından, Gençlik ve Spor Bakanlığı bir metin hazırlayıp acele ile UGK’yı yasalaştırdı. Son 1 yılda olan 4 seçim sonrasında, bu alt yapıyı hazırlayanların sürece çok hakim olamayışı ve UGK’da öyle her kurumun(!) söz sahibi olma ihtimalinin benimsenmemesinden dolayı, henüz faaliyete geçmiş değil. 1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından UGK’nın kurulmasına ise ben artık an meselesi olarak bakıyorum.

Ancak UGK’nın yerini dolduran bir yapı, Gençlik Örgütleri Forumu (Go-For) adıyla 2015 yılının başında kuruldu. Ve günden güne çalışmalarının etkisini artırmaya devam ediyor. Birçok hibe programı ve kurum tarafından desteklenen Go-For yapısından 60’dan fazla kurum tüzel kişiliği temsilen yer alıyor. Her kurum temsilcisi, Gençlik Politikaları ile ilgili bir konuda bu masalarda çalışmalara katılabiliyor. Aynı zamanda Go-For’un, Avrupa Gençlik Forumu tarafından tanınan bir yapı olması için çalışmalar devam ediyor. Bağımsızlık ve çalışmaların içeriği açısında herhangi bir engelin bulunmadığını Brüksel ziyaretinde görme şansımız oldu. Go-For’un önündeki en büyük sınav, bağımsız bir bütçe kaynağı ile desteklenmesi ve etkisini Türkiye genelinde tüm gençlik kuruluşları tarafından hissedilebilir bir lobi ile politika belirleyici konumuna ulaşması.

Avrupa Gençlik Forumu’nun bu anlamdaki hedeflerine bakacak olursak;

  1. Gençlerin katılımı,
  2. Güçlü gençlik kuruluşları,
  3. Gençlerin bağımsızlığı ve dahil edilmesi.

Peki AGF bunları nasıl sağlıyor? Türkiye’deki gençlik örgütlenmesine ışık tutacak önemli unsurlar ise burada yatıyor:

  1. AGF’nin gençlik çalışmalarında gündem yaratan bir kuruluş haline getirmek,
  2. Üye kuruluşları desteklemek,
  3. Her faaliyet alanı için hak temelli çalışmalar yürütmek.

AGF’nin her hedef altında yapmış olduğu farklı etkinlikler bulunmakta. Gençlik katılımını sağlamak ve güçlendirmek için Avrupa çapında yürütülen kampanyalardan bazıları şunlar:

  • Vote@16: Gençlerin 16 yaşına geldiğinde oy kullanma hakkının olmasına yönelik bir kampanya. Kampanya sonuçları her yıl veriyor ve Avrupa’daki birçok ülke de gençler 16 yaşında oy kullanabiliyor.
  • European Youth Capital: Avrupa Gençlik Başkenti olarak her yıl bir ülke seçiliyor ve çeşitli gençlik faaliyetleri bir yıl süre ile o şehirde düzenliyor.
  • Volunteering: Gönüllü çalışmalar alanında destek faaliyetleri sürdürülüyor.

Avrupa Gençlik Forumu’nun Brüksel’de olması tabi ki bir tesadüf değil. Avrupalı gençlerin haklarının temsil edileceği daha iyi bir merkez olamaz. Avrupa’daki politikaların ve yürütmenin kalbi niteliğinde olan Avrupa Birliği başkentinde yapılan lobi faaliyetleri gerçekten çok etkili. Bir gün bizlerin de Brüksel’de temsil edilmesi dileğiyle…

Avrupa Gençlik Forumu ve Gençlik Politikalarımız

yorum